LIFO ve FIFO Nedir? Neden önemlidir?

LIFO ve FIFO Yöntemleri: Tanım, Karşılaştırma ve Uygulamalı Örnekler

Stok yönetimi, işletmelerin envanterlerini etkin bir şekilde kontrol etmelerini ve maliyetlerini optimize etmelerini sağlayan kritik bir süreçtir. LIFO (Last In, First Out – Son Giren, İlk Çıkar) ve FIFO (First In, First Out – İlk Giren, İlk Çıkar) yöntemleri, farklı endüstrilerde sıklıkla kullanılan iki temel stok yönetim stratejisidir. Bu makalede her iki yöntemi detaylıca inceleyerek avantajlarını, dezavantajlarını ve uygulamalı örneklerini sunacağız.


LIFO (Son Giren, İlk Çıkar) Nedir?

LIFO yöntemi, en son depoya giren ürünün ilk olarak çıkarıldığı bir stok yönetim sistemidir. Bu yöntem genellikle hammaddelerin ve dayanıklı ürünlerin yönetiminde tercih edilir.

Avantajları:

  • Hammaddelerin maliyet artışına karşı korunmasını sağlar.
  • Depolama sürecinde daha az fiziksel hareket gerektirir.

Dezavantajları:

  • Eski stokların depoda uzun süre beklemesine neden olabilir.
  • Finansal raporlamada kâr marjlarını etkileyebilir.

Endüstriyel Kullanım Alanları:

  • İnşaat malzemeleri (çimento, tuğla, demir)
  • Metal ve madencilik sektörü
  • Raf sistemine dayalı büyük depolama alanları

FIFO (İlk Giren, İlk Çıkar) Nedir?

FIFO yöntemi, envanterin ilk giren ürünlerinin önce tüketildiği bir stok yönetim stratejisidir. Tazelik gerektiren ürünlerde yaygın olarak kullanılır.

Avantajları:

  • Ürünlerin tazeliğini korur ve israfı önler.
  • Finansal raporlamada daha şeffaf bir maliyet takibi sağlar.

Dezavantajları:

  • Depolama ve düzenleme açısından daha fazla fiziksel hareket gerektirir.
  • Maliyetlerin zamanla artması durumunda kâr marjlarını düşürebilir.

Endüstriyel Kullanım Alanları:

  • Gıda ve içecek sektörü (süt, yumurta, sebze ve meyveler)
  • Eczacılık ve sağlık ürünleri
  • Perakende ve süpermarket raf düzenlemeleri

Uygulamalı Örnek: LIFO ve FIFO Karşılaştırması

Senaryo 1: İnşaat Malzemeleri Deposu (LIFO Kullanımı)

Bir tuğla fabrikasında haftalık olarak üretim yapılmakta ve depoya yeni partiler eklenmektedir. Sipariş alındığında en üstteki (son gelen) tuğlalar sevk edilir.

Neden LIFO?

  • Tuğlalar zamanla bozulmaz, bu yüzden en son üretilenlerin gönderilmesi sorun yaratmaz.
  • Depo düzeninde minimum hareketle sevkiyat yapılabilir.

Senaryo 2: Süt Ürünleri Deposu (FIFO Kullanımı)

Bir süpermarket deposunda süt ürünleri raflara dizilmektedir. Raflara yerleştirilen eski ürünler önce satılır, yeni gelen ürünler arkaya konulur.

Neden FIFO?

  • Ürünlerin son kullanma tarihine göre en eski olanlar önce tüketilmelidir.
  • Gıda israfını önlemek ve müşteri memnuniyetini sağlamak için gereklidir.

Sonuç

LIFO ve FIFO yöntemleri, işletmelerin stok yönetimini optimize etmek için kullanılan iki farklı stratejidir. LIFO, dayanıklı mallar ve fiyat artışlarının sık yaşandığı endüstrilerde tercih edilirken, FIFO, bozulabilir ürünlerin bulunduğu sektörlerde zorunlu bir yöntemdir.

İşletmenizin stok yönetimi ihtiyacına göre hangi yöntemin daha uygun olduğunu belirleyerek, envanter maliyetlerinizi optimize edebilir ve operasyonel verimliliğinizi artırabilirsiniz.

Sizin işletmenizde hangi stok yönetim yöntemi kullanılıyor?

Efes Antik Kenti

Bir Günlüğüne Tarihte Yolculuk: Efes’te Neler Yaptık? (V2024.V.19)



Efes Antik Kenti: Tarihin ve Kültürün Buluşma Noktası

Türkiye’nin batısında, İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan Efes Antik Kenti, binlerce yıllık geçmişiyle tarih ve kültür meraklılarının gözdesidir. M.Ö. 10. yüzyılda kurulan bu eşsiz antik şehir, farklı medeniyetlerin izlerini barındırması ve döneminin en önemli ticaret ve kültür merkezlerinden biri olmasıyla dikkat çeker.

Efes’in Tarihi ve Önemi

Efes, Antik Yunan’dan Roma İmparatorluğu’na, Bizans’tan Osmanlı’ya kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Şehir, özellikle Roma döneminde büyük bir ticaret merkezi olarak öne çıkmış, limanı sayesinde Akdeniz ticaretinin kalbinde yer almıştır. Ayrıca Efes, Artemis Tapınağı gibi antik dünyanın yedi harikasından birine ev sahipliği yapmasıyla da ünlüdür.

Efes’te Görülmesi Gereken Yerler

  1. Celsus Kütüphanesi
    Efes’in en görkemli yapılarından biri olan Celsus Kütüphanesi, 12 bin cilt kitabı barındıran büyük bir bilgi hazinesiydi. Roma dönemine ait bu yapı, bugün bile zarif detaylarıyla ziyaretçilerini büyüler.
  2. Büyük Tiyatro
    24 bin kişilik kapasitesiyle antik dönemin en büyük tiyatrolarından biri olan Efes Büyük Tiyatrosu, gladyatör dövüşlerinden festivallere kadar pek çok etkinliğe ev sahipliği yapmıştır. Günümüzde akustik yapısıyla konserlere de sahne olmaktadır.
  3. Artemis Tapınağı
    Efes’in simgelerinden biri olan Artemis Tapınağı, maalesef günümüze tam olarak ulaşamamıştır. Ancak kalıntıları bile antik dünyanın mimari harikalarını anlamak için yeterlidir.
  4. Hadrian Tapınağı
    Roma İmparatoru Hadrian’a adanmış olan bu tapınak, Efes’in en iyi korunmuş yapılarından biridir. Kabartmaları ve mimarisi dikkat çekicidir.

Efes’i Ziyaret Etmek İçin İpuçları

  • Efes’i gezmek için en uygun zaman ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Bu dönemlerde hava ne çok sıcak ne de soğuktur, bu da gezmeyi kolaylaştırır.
  • Geniş bir alana yayılan antik kenti keşfetmek için rahat ayakkabılar tercih edilmelidir.
  • Müze kartı kullanarak giriş ücretinde avantaj sağlayabilirsiniz.

Efes ve Çevresi

Efes Antik Kenti’nin çevresi de ziyaret edilmeye değerdir. Şirince Köyü’nde doğanın ve yerel lezzetlerin tadını çıkarabilir, Meryem Ana Evi’nde huzur dolu bir atmosferle buluşabilirsiniz.

Efes Antik Kenti, tarihe dokunmak, antik dünyanın ihtişamını hissetmek ve unutulmaz bir deneyim yaşamak isteyen herkesin mutlaka görmesi gereken bir destinasyondur. Siz de bu büyüleyici antik şehirde, geçmişin izlerini sürerken kendinizi tarihin sayfalarında bir yolculuğa çıkmış gibi hissedeceksiniz.

Urartuca Bilen Bekçi

  Urartular ile ilgili arkeolojik kazılarda bir kitabe bulunur. Herkes gelişmelerden memnundur, fakat birisi değildir. Çalışmayı yürüten profesörün branşı fars dili ve edebiyatıdır. Bu kitabeleri kimin okuyabileceğini düşünmektedir. Her bulunan kitabe profesörde buruk bir sevinçtir. Kitabelerin okunması sorunu gittikçe büyümektedir. Kaleyi korumakla görevli bekçi hocaya yardım etmek ister. “Hocam, ben öğrenemez miyim?” diye sorar. Profesör o stresle sinirlenir ve “hadi canım sen de!” diye tersler. Ve böylece dünyada Urartuca bilen 38 kişiden birinin, kale bekçisi Mehmet Kuşman’ın, hikâyesi başlar.

Bu hafta size bir azmin öyküsünden bahsedeceğiz.

Devamını Oku
Bir Anadolu Öyküsü – Eşekli Kütüphaneci-

1963 yılında Amerika’da dünya çapında bir yarışma düzenlenir. Halkına hizmet eden gönüllülerin yarıştığı bu yarışmaya büyük katılım olur. Dağ ve ovalara ilaç götüren İspanyol, köprü altındaki çocukları topluma kazandıran İtalyan rakibi favoriyken yarışmayı o kazanır. Bir Türk. Kendisi kütüphane memuru…

  Peki, ona bu başarıyı kazandıran şey neydi?

  Bu hafta “Eşekli Kütüphaneci” Mustafa Güzelgöz’den bahsedeceğiz.

Devamını Oku
Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak

Köye gezici bir sinema gelir. Merak eden köylüler filmi izlerler. Aralarında hayatlarında ilk defa film izleyen çocuklar da vardır. Film bitince gezici sinema toplanıp gider. Fakat geride filme hayran olan birkaç çocuk bırakmıştır. Çocuklar da film yapma hayali kurarlar. Zaman içerisinde sadece birisi bu tutkusunu yitirmeden hayatını film yapma hayaline adar.

  Bu hafta ulusal ve uluslararası tanınmış yönetmen Ahmet Uluçay’dan “Köylü yönetmenden” bahsedeceğiz.

Devamını Oku
Üzerinde Durulması Gerekilen Mektup

Son zamanlarda sosyal medyada karşınıza sık sık çıkan bir mektup var. Aynen yazıyorum.

“Adım Ş.S 10 yaşındayım. 4.sınıfa gidiyorum. Babam öldüğü için bize bakacak kimse yok. Bende çöp topluyorum 3 yıldır. Çünkü çöp toplamazsak açlıktan ölürüz. Annem bizi çöpe göndermek istemiyor. Bazen gönderirken ağlıyor ama ne yapalım babam olsaydı ben çöp toplamazdım. Çöp toplarken utanıyorum erkek çöpçüler bana laf atıp duruyorlar terbiyesizler.”

  Sadece bu mektup üzerine yazacak birçok şey, birçok konu var. Ama bu hafta bu mektupların karşımıza daha çok çıkacağını ve görmeye, okumaya alışacağımızı fark ederek başka bir konuya dikkat çekmek istedim. Son zamanlarda en çok gördüğünüz şeylerden biri de yan yana yakışmayan iki kelimeyle sokak çocukları… Ve sayılarının giderek artması…

  Her birinin hikâyesi bambaşka… Çöp toplayan çocukların sayısının artması beni hayli üzüyor ve endişelendiriyor. Geçtiğimiz haftalarda eğitim sistemimizin iyileşmesi gerektiğine dair örnekler verirken, sokaktaki çocukları görünce kendime şu soruyu sordum.

“Okula gidemeyen çocuklar varken dünyanın en iyi okullarına sahip olsak ne olur? Neden gidemiyorlar?”

Devamını Oku
Maria Montessori

   1899’da İtalya’da zihinsel engelli öğrencilerin eğitimi için kurulan okul, kısa süre sonra bütün İtalya’yı şaşırtacak bir başarıya imza atacaktı. Birçoğu akıl hastanesinden gelmekte olan ve kalanı zihinsel engelli olan öğrenciler, kimlikleri gizlenerek devlet okulları yeterlilik sınavına sokulacaktı. Bazıları çok yüksek puanlarla kazanacak ve birçoğu da ülke ortalamasının üstünde puan elde etmeyi başaracaktı. Peki, bu şaşırtan başarının arkasında kim vardı?

  Sizlere bu hafta eğitimde bir devrim gerçekleştiren Maria Montessori’den kısaca bahsedeceğim.

Devamını Oku
Siber Zorbalık

Detaylarına inmemekle birlikte teknolojinin getirdiği olumsuzluklardan birinden daha kısaca bahsetme istedim. Bu yazıda siber zorbalık konusundan bahsedecek ve sizlerin dikkatini bu konuya da çekerek daha nitelikli internet kullanıcıları olmanıza katkı sağlamak istiyorum. Aslında uzun ve önemli bir konu diyebiliriz. Özellikle anne ve babaların, gelişim çağındaki çocuklarını internet ortamından gelebilecek tehlikelere karşı koruması için bu konuyu detaylıca araştırmasını isterim.

 Ülkemizdeki internet kullanım oranlarına kısaca bakarak başlayalım.

Devamını Oku
FOMO HASTALIĞI

  Bulunduğumuz ortamlarda en çok şikâyet ettiğimiz konulardan biri de çevremizdeki insanların sürekli telefonlarından, bilgisayarlarından vb. teknolojik aletlerle internette olmalarıdır.

  Bu teknolojik bağımlılık o kadar ileriye gitmeye başladı ki şarj kablomuz kadar uzağa gidebiliyor, şarj durumumuza göre dışarı çıkıp çıkmayacağımıza karar veriyoruz. Yanımızda yedek batarya veya güç bataryaları taşıyoruz. Oturacağımız yerleri priz olup olmamasına göre seçiyor, mekân seçimlerinde internet hizmeti verip vermediğini de kıstas olarak kullanıyoruz.

   Peki ya bu davranışlarımızın bir hastalık olabileceğini hiç düşündünüz mü?

FOMO (Fear of Missing Out). Belki de bu hastalığa yakalanmış olabilirsiniz.

  Peki, FOMO nedir? Belirtileri nelerdir? Kimlerde görülür? Tedavi edilebilir mi?

  Bu yazımda bu sorulara cevap aradım.

Devamını Oku